Geçtiğimiz yıl Meclis Parkı’nda uzun süren nöbet eylemi sonrasında verilen sözlerin yerine getirilmemesinden şikayetçi olan öğretmenler, bu sefer kararlılıklarını yürüyüşle göstereceklerini belirttiler.
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Merkez Yürütme Kurulu Üyesi ve Kadın Sekreteri Rabia Atbaş, durumu şu şekilde özetliyor: “Geçen yıl Meclis Parkı’nda başlattığımız nöbetten sonra bakanlık ve komisyon üyeleri bize taban maaşın yürürlüğe konulacağını söylemişlerdi. Ancak bir yıl geçmesine rağmen halen bir ilerleme sağlanmadı. Sabrımız artık taştı.”
Yürüyüşle ilgili konuşan Sendika Genel Sekreteri Ozan Fındık ise şunları söyledi:
“Öğretmenler olarak sesimizi duyurmak için haftalardır yollardayız. Talebimiz net ve açıktır: Milli Eğitim Bakanlığı ve TBMM Eğitim Komisyonu derhal toplantıya çağrılmalıdır ve taleplerimiz karşılanmalıdır. Artık oyalama ve görmezden gelmeye tahammülümüz kalmadı.”
ÖĞRETMENLERİN TALEPLERİ BELLİ: EŞİTLİK, GÜVENLİK, SAYGINLIK
Öğretmenler bu yürüyüşü dört temel talep üzerinde şekillendiriyor. İlk olarak, taban maaş sisteminin tekrar yasalaşması. 2014 yılında kaldırılan bu uygulama nedeniyle öğretmen maaşları işverenin inisiyatifine bırakılmış durumda. Öğretmenler, hem kamu hem özel sektörde asgari bir taban maaşın yasal güvence altına alınmasını istemektedir.
İkinci talep, belirsiz süreli iş sözleşmelerinin zorunlu hale getirilmesi. Yıllık olarak yenilenen sözleşmelerin öğretmenler üzerinde baskı unsuru haline geldiğini ifade eden sendika temsilcileri, güvenceli çalışmanın en temel hak olduğunu vurgulayarak, “Yasadışı olarak her yıl 10 aylık sözleşmelerle çalıştırılıyoruz. Sözleşme sonunda ihbar ve kıdem tazminatı gibi haklardan mahrum bırakılıyoruz” dediler.
Üçüncü talep ise eğitim emekçileri için ayrı bir işkolunun kurulması. Şu anda “ticaret, büro, eğitim” kategorisi altında yer alan özel okul öğretmenleri, sendika hakkını kullanamıyor ve toplu sözleşme yapamıyor.
Son olarak, öğretmenler kamudaki meslektaşlarıyla aynı özlük haklarına sahip olmak istiyor. Yıllık izin hakları, ek ders ücretleri, yeşil pasaport ve eğitim-öğretim ödeneği gibi konularda ciddi eşitsizlikler olduğunu belirterek, “Aynı diploma ve müfredatla çalışıyoruz, ancak koşullarımız farklı. Bu ayrımcılığa son verilmeli.”
Yürüyüş, sadece bir meslek grubunun değil, toplumun ortak geleceği için mücadele verilen bir iş olarak nitelendiriliyor. Sendika tarafından yapılan ortak açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Bu sadece öğretmenlerin değil, emeğin, eşitliğin ve insan haklarının mücadelesidir”.